MEB İngilizce Ders Kitaplarını Dijitalleştirme Harekatı: eBabil net projesi kapsamında İngilizce dersleri için Kahoot; Prezi, Quizizz, Padlet, Coggle, Plickers, Wordwall ve Canva kullanarak aşağıdaki başlıklar dahilinde yüzlerce Akıllı Tahta ve EBA uyumlu dijital ders materyalleri üretilmektedir.
- İngilizce Kelime Oyunları
- İngilizce Bilgi Yarışmaları
- İngilizce Ders Sunumları
- İngilizce Ders Afişleri
- İngilizce Konu Anlatımları
- İngilizce Örnek Cümleler
- eTwinning Proje Örnekleri
2 aydan bu yana gönüllü İngilizce öğretmenlerimizin özverisiyle yüzlerce İngilizce ders materyali üretilmiş ve bu materyaller tamamen ücretsiz ve reklamsız bir şekilde sizlerin istifadesine sunulmuştur. Öte yandan bu eBabil içerikler 2 aylık süre zarfında yaklaşık 300 bin kez incelenmiş ve uzaktan eğitim sürecinde onbinlerce öğrenci ve öğretmen tarafından kullanılmaya devam etmektedir.
eBabil Yazarlarıyla Röportaj Serisi 2. Bölüm: EFSANE AKAR
Bu röportajımızda ise tamamen gönüllü bir şekilde İngilizce ders literatürüne katkıda bulunmak için onlarca materyal üreten Efsane Akar hocamıza kulak vereceğiz.
- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
22/05/1984’te Düzce’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi burada tamamladıktan sonra üniversite eğitimime Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde devam ettim. 2006 yılında mezun olduğumdan beri tercümanlık ve çeşitli kurumlarda İngilizce öğretmenliği görevime devam ettim. Şu an Atatürk Ortaokulunda İngilizce öğretmeni olarak görevime devam etmekteyim.
- Neden öğretmenlik mesleğini ve bu mesleğin İngilizce branşını seçtiniz?
İlkokul öğretmenimi çok sevdiğim ve biraz da hayranlık duyduğum için ilkokul döneminde öğretmen olmaya karar verdim. Çevremdekilere ve kardeşlerime bir şeyler anlatıp öğretirken zevk aldığımı fark ettim ve bu kararım kesinleşti.
Lise yıllarımda İngilizce’ye karşı ilgimin ve yeteneğimin fazla olduğunu keşfettim ve bu alana yöneldim bu nedenle İngilizce öğretmenliğini seçtim.
- Öğretmen olmasaydınız hangi alanda çalışmak isterdiniz?
Öğretmen olmasaydım ya dilbilim alanında uzmanlaşmak ya da tercüman olmak isterdim.
- En büyük hayaliniz/hedefiniz nedir?
Alanımla ilgili en büyük hayalim ikinci dil öğrenimi ile ilgili uluslararası bir proje geliştirip bu projenin koordinatörü olmak ve projeden herkesin faydalanmasını sağlamak. Bunun yanı sıra dünya turu da hep aklımda 🙂
- Öğrencilerinizle olan unutamadığınız bir anınız var mı?
Göreve başladığım ilk yıllarda Şırnak’ta çalışırken oradaki öğrencilerimin ilk İngilizce öğretmeniydim. İlk haftalar teneffüslerde hiçbir öğrencim benimle konuşmuyordu. Yanıma geliyor, sarılıyor sonra bir şey demeden uzaklaşıyorlardı. Buna bir anlam verememiştim. Meğer beni İngiliz zannediyorlarmış ve Türkçe bilmediğimi sanmışlar 🙂 Benim nöbet sırasında öğretmen arkadaşlarımla Türkçe konuştuğumu duyan öğrencilerimin yüzündeki ifade ve tepkileri görülmeye değerdi.
- Zümrelerinizle olan unutamadığınız bir anınız var mı?
Bir Erasmus projesinde farklı ülkelerdeki meslektaşlarımla ortak proje yürütme fırsatımız olmuştu. Unutulmayacak bir anı diyemesem de farklı deneyimler yaşayıp halen iletişim halinde olduğum değerli meslektaşlar edindim ve mesleğime büyük katkı sağlayan bir deneyim oldu.
- İdarecilerle (okul müdürü, il-ilçe müdürleri vs) olan unutamadığınız bir anınız var mı?
Şırnak’a öğretmenlik yaparken ilçe müdürümüz tarafından takdim edilen takdir belgesini alırken kendisinin Doğu’da çalışan öğretmenlerin öğrencilerin hayatlarına dokunuşu ile ilgili yaptığı konuşma halen aklımdadır ve beni çok etkilemiştir.
- Sizce İngilizce öğretiminde başarılı bir ülke miyiz? Kısa bir değerlendirme rica edebilir miyiz?
İngilizce öğretiminde önceki yıllara kıyasla bir hayli olumlu gelişme kaydedilse de yeterli derecede başarılı bir ülke olduğumuzu düşünmüyorum. Yayınlanan müfredat programı CEFR a uygun ve kağıt üzerinde çok düzgün görünse de uygulamada sıkıntılar oluşturmakta. Bir diğer konu ise anlıyorum ama konuşamıyorum durumundan öğrencilerimizi tamamen çıkaramıyor oluşumuz. Speaking (konuşma) alanına daha fazla ağırlık vererek ve okullarda kullandığımız yayınları da buna yönelik seçer ve bu konuda uzman dünya çapında bilinen yayınlar kullanılırsa daha başarılı olunacağını düşünüyorum.
- İngilizce derslerinde eksikliğini duyduğunuz en önemli beceri hangisi ve derslerinizde en çok hangi konunun öğretiminde zorlanıyorsunuz?
Daha çok zaman aldığı ve sanırım öğretimi yorucu ve sonuçları geç alındığı için konuşma becerisi.
Konuşma becerisini öğrencilere kazandırmak en çok zaman alan beceri oluyor. Öğrencilerin ön yargısını kırıp yapabileceklerine inandırmak, öğrendiği kelime ve konuları kullanarak basitten zora doğru ilerleyerek kademeli bir şekilde çok zamanda az ilerleme kaydedilen ama ilerlemeye başlayınca hızlıca kazanılan becerilerden biri.
- Eğer karar verici mercii olsaydınız İngilizce öğretiminde neyi değiştirirdiniz?
Diğer dersler gibi sınıf sınıf ilerleyen değil seviye seviye ilerleyen bir sistem tercih ederdim. Daha açık olursak A1 A2 B1 B2 şeklinde bir sistem kurardım. Örneğin öğrenci 7. Sınıfta A1.2 seviyesinde dönem sonunda 4 beceriyi kapsayan bir sınava giriyor ve %70 altında başarı sağlıyorsa bir sonraki yıl 8. Sınıfa geçmesine rağmen İngilizce’de A1.2 sınıfına devam edecek. Yani seviye sınıfları oluşturup öğrencileri bu seviye sınıflarında CEFR a uygun becerileri kazanarak ilerlemelerini sağlardım. Bu sistem ülkemizde bir ara denense de amacına uygun bir şekilde yürütülememiştir.
- Pandemi süreci İngilizce derslerinizi nasıl etkiledi?
İngilizce dersini uzaktan öğretmek gerçekten çok zor özellikle yaşça küçük sınıflarda. Bu dönemde yüz yüze eğitim sürecine kıyasla dersler için daha çok materyal geliştirmem gerekti.
- Web 2.0 araçlarının derslerinizdeki yeri nedir, öğrencileriniz bu araçlardan hoşlanıyor mu?
Yeri tabii ki çok büyük, öğrenciler hoşlanmak ne kelime bayılıyorlar 🙂 ve oyun oynadıklarını zannederken fark etmeden öğreniyorlar.
Yüz yüze eğitim döneminde de sıklıkla kullandığım web 2.0 araçları dersleri ilgi çekici hale getirmekle kalmayıp aynı zamanda daha kalıcı öğrenme sağladığını düşünüyorum. Bu nedenle derslerimde kullanmaya özen gösteriyorum.
- Çocuğunun İngilizce öğrenmesini isteyen ebeveynlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Dil öğrenmenin belirli bir sisteme dayalı olduğunun bilincinde olup o doğrultuda ilerlemelerini tavsiye ederim. Daha küçük yaşlarda bu becerinin daha kolay kazanıldığını düşündüğüm için mümkün oldukça dile maruz kalma imkanı sağlamaları çok büyük bir artı olur. Dijital çağın getirdiği çok küçük yaşlarda kullanmaya başlayabilecekleri bir sürü uygulama ve online kaynak mevcut. Bunları araştırarak kullanmaya başlamalarını öneririm ve okul çağına geldiğinde bile kullanmaya devam ederek dili desteklemeleri gerekiyor. Sadece okulda haftada 3-4 saat gördükleri İngilizce maalesef yeterli değil.
- Derslerine etkileşim, oyun ve eğlence katmak isteyen diğer İngilizce öğretmenlerine kullandığınız Web 2.0 araçlarından hareketle ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Şimdiye kadar hiç kullanmamış İngilizce öğretmenimiz olduğunu sanmıyorum. İngilizce öğretmenleri içerik üretmede ve yeniliklere adapte olmada gerçekten en çalışkan zümrelerden biri bence. Öğrenmeyi kalıcı hale getirmek ve İngilizce’ye olan ilgisini artırmak isteyen tüm öğretmenlere kullanmasını tavsiye ederim.
- Takipçilerinize birer film, kitap ve belgesel önerecek olsanız neyi tercih ederdiniz?
Sadece bir kitap ya da film seçmek gerçekten çok zor.
Kitap: “The God of Small Things”:
Bu kitap dilimize “Küçük Şeylerin Tanrısı” olarak çevrilmiştir. Mümkünse orijinal dilinde değilse de çevirisini okumalarını tavsiye edebilirim.
Film “Captain Fantastic”:Verdiği mesajlar, almamız gereken dersler, filmin felsefesi bakımından oldukça iyi bir film. Bir yandan duygusallığı yaşatırken bir yandan da gülümsetebilen sıcacık bir film olması da bir artı. Oyunculuklar çocuklar dahil gerçekten çok iyi, filmin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz öyle içine çekiyor sizi diyebilirim.
Belgesel Planet Earth (Yeryüzü):
Vahşi yaşamı ve doğamızı tamamen gösteren yüksek kalite görsel şöleni içeren izlemesi zevkli bir belgesel serisi diyebilirim.